CCC 2010 Festivali, Metin’in Düğünü, İzmir Gezim, 2 günde 1516 km – 5. Bölüm

Sabah kalkıp kahvaltımı yaptım, çayımı içip biraz daha hamak keyfi yaptım.

Tam hazırlanayım derken “büyük çekiliş birazdan” gibi bir anons yapıldı, dünki çekiliş yapılmadı sanıp beklemeye başladım, sonra yapılan anonsla uyandım, meğer motosikletler arası güzellik yarışması gibi bir şeymiş. Hevesimin kırılmasıyla birlikte toplanmak üzere çadırıma gittim. Aslında yarışmayı da beklesem olurmuş, o ana kadar görmediğim motosikletler de katılmış galiba yarışmaya.

Çantaları yükledikten sonra arkadaşı aradım, ulaşamadım. Mesaj attım, planladığımdan daha geç çıktığımı, ben çevre yoluna varmadan ulaşırsa İzmir’e döneceğimi, değilse Ankara’ya doğru devam edeceğimi falan söyledim.

Çıkmadan önce son bir hatıra fotoğrafı çektirmek üzere girişte durdum.

36331_393399898343_520163343_4291871_2476135_n.jpg

Yan tarafta bir Goldwing vardı, onun da bir kaç fotoğrafını çekmeden edemedim. Yolcu için bardaklık çarptı önce gözüme, sonra arkadaki hoparlörler

36669_393688093343_520163343_4299157_1735837_n.jpg

Sürücü için bardaklığı da görünce gözlerimden ikişer damla yaş süzüldü

36669_393688748343_520163343_4299162_557178_n.jpg

Kendimi toparladım, gittim çişimi yaptım, boynuma saracağım “buff”ı ıslattım, biraz esneme hareketi yapıp motora atladım.

Daha 2-3 kilometre gitmemiştim ki bacağımda şiddetli bir acı hissettim, arı sokması gibiydi. Daha önceki hafta Nevşehir’den dönerken yolda arı sokmuştu. Başta önemsememiş, iğneyi çıkarıp devam etmiştim. Hatta dur bak, onun fotoğraflarını da koyayım

36031_391735993343_520163343_4243865_1316209_n.jpg

Mola için durduğumuz bir yerde buz gibi Nestea kutusu koyduk üstüne, biraz rahatlatmıştı. Yol boyunca rahatsız etmedi, akşam da fena değildi ama ertesi gün şişmeye başladı kolum. Şirket doktoruna gittim, bir krem verdi. Daha önce egzema için de vermişti aynı kremi, o zaman işe yaramamıştı, yine pek işe yaramadı 🙂 Nitekim, ertesi gün iyiden iyiye şişti, yine gittim, baktı, müdahale etmesi gerektiğine kanaat getirdi. Bir iğne çıkardı önce, “kalçadan yapacağız” dedi. Kendimi psikolojik olarak hazırlarken prospektüsü okudu, koldan yaparsak daha iyi olacak dedi. Meğer direk yapamıyormuş herhalde o şekilde, serum falan çıkardı, onu bağladı. 3 posta antibiyotik yaptıktan sonra bir de alerji iğnesi yaptı. Alerji iğnesi yaparken uykumun gelebileceğini söyledi, hafiften tırstım. Doktora gelmeden önce sıkışmıştım ama nasıl olsa doktor iki dakikada halleder diye tuvalete gitmeyi dönüşe ertelemiştim. Orada sedyede uyuyakalırsam serumun kralını görebilirdi yani doktor. O an uyumadım çok şükür ama yarım saat falan sonra deli uyku bastırdı. Ne verdiyse sağlam bir şeydi yani.

Neyse, pantolona baktım, bir şey görünmüyordu. Zaten arı iğnesi pantolonun üzerinden yetişir mi yetişmez mi bilemedim. Pantolonun içinde kalmış bir böcek falan olabileceğini düşündüm de yol kenarında pantolonu çıkarıp kontrol etmek de istemedim, öyle devam ettim.

Böcek deyince, bu aralar böcekten yana şansım açık. Motoru parkettiğim yerde kulağakaçan böceği kaynıyor herhalde. Geçen tam motora bineceğim, göstergenin oradan bir böcek çıktı. Vurdum, gitti. Kaskı taktım, vizörün içinde bir şeyler kıpırdıyordu, kaskı çıkarıp baktım, yine aynı böcekten. Sonra bir de montun içinden mi ne çıktı, boynumda bir hareket hissettim, elimi attım, yine kulağakaçan. başka bir gün de iki tane buldum aynı böcekten. Böcek ilacı falan koyacağım olmazsa motorun oraya.

Ne diyordum ya, konu saptı iyice, ha, böcek mi ne bir şey sokmuştu. Yapacak bir şey yok diyerek devam ettim.

Düğüne giderken pek dikkat etmemiştim ama şimdi boynumda fotoğraf makinesi olunca etrafı da seyrettim biraz, güzel yerler varmış Gümüldür-İzmir yolu üzerinde. Baraj göletleri, ağaçlık alanlar falan, kamp potansiyeli olan yerler var yani

36669_393688773343_520163343_4299167_1430819_n.jpg

Yol kenarları iyi de yol kullanıcıları arasında, annelerinin para karşılığı cinsel ilişkiye girdiğinden şüphelendiğim insanlar var. Mesela, 20 Haziran günü, öğle saatlerinde bu yolda, benimle aynı doğrultuda seyreden 34 RBC 87 plakalı aracın sağ ön koltuğundaki insan. Bunun iki arkasında seyrederken bir ara yola bir şeyler fırladı bunların camından, sağdaki bariyerlere çarpıp patladı, parçaları benim yolumun üzerine geldi. Bira şişesi atmış pezevenk. Bir de eliyle özür diler gibi bir işaret yaptı. E tabi, annesinin mesleğinden dolayı öfkeli biraz, bu ruh hali de hareketlerine yansıyor.

Daha sonra bir de sigara paketi mi ne attı, deli küfrettim içimden. Hani altımda motor değil de kamyonet falan olsa, böyle elemanları kasten yoldan çıkarırım herhalde.

O değil de, böyle küfür etmek için ayrı bir site mi açsam diyorum. İsteyen herkes, trafikte karşılaştığı andavallıları bu sitede raporlasın plakalarıyla beraber. “Sinyalsiz şerit değiştirdi”, “götümün dibine girdi” gibi başlıklar falan olsun diyorum, tutar mı dersiniz 🙂

Neyse, İzmir’e teğet geçip çevre yoluna yanaştım. Telefonu kontrol ettim son kez, arkadaştan haber yoktu, Ankara’ya doğru yardırdım ben de. Saat 1’e geliyordu ve Ankara’ya 600 km vardı…