Derin bir nefes alırım diyordum

Lakin ne mümkün. Mümkün olacağını ümit ediyordum. İki sınavı da teslim edecektim aslanlar gibi, sonra eve gelip şöyle deriiin bir nefes alacaktım. Bitti sınavlar, eve geldim, deriiiin bir nefes aldım…

… da, almaz mı olaydım bilmem. Eve girer girmez kedi pisliği kokusu karşıladı beni. Kedinin kumunu temizlememiştim kaç gündür, koku yapmış o da, külliyen değiştiririm artık onu. Neyse efendim, mutfağa baktım. Bir ton bulaşık birikmiş. Geçen haftasonu bitmişti bulaşık şeysi, deterjanı mı denir, osu işte. Bir iki gün ondan yıkamamıştım bulaşıkları, alınca yıkarım diyordum. Aldım sonra, aldım da bu sefer de “dur, bulaşıkla vakit kaybetme, sınavların var onlara çalış” dedim kendi kendime. Böyle diyerek bulaşık derdinden kurtardım kendimi lakin sınavlara da çalışmadım. Bir tek bulaşık da değil, salon azami düzensizlik, asgari enerjiye doğru gidiyor. Haydi salon neyse de, odalardan birinde kedim güvercin avladı geçenlerde, o odanın da her yerinde tüy var, onları da temizlemem lazım. Benim oda ise taşınalı kaç ay olduğu halde kendini bulamadı daha. CD’lerim falan duruyor halen kolilerde, sözde çoktan düzenlemiş olacaktım onları. Giysilerimi bile yerleştiremedim daha adam gibi, geçici çözümlerle idare edip durdum da o da olmadı. Neyse bakalım, bu haftasonuna kadar halledebilsem bari hepsini. Gerçi mesaiye de kalayım diyorum ama ne bileyim, dur bakalım…

Gömlükçüğüm, bu arada RSS desteği üzerinde çalışıyorum şu an. hatta www.gomercin.net/feed.xml adresinde beta sürümü mevcut. Sevimli Hakan Casper dışında çalışmıyor diyen çıkmadı ama belli mi olur, becerememişimdir belki.

O değil de Gömlük, niyeyse çok pis oyun oynayasım var. Yani böyle lağım çukuruna girip çıkıp sonra o vaziyette kutu kutu pense oynayasım mesela da kutu kutu pense de çok saçmaymış be, şimdi farkettim. Ne diyordum, hah işte, hayır, oblivion’a başla diyor şeytan ama korkuyorum valla, kaptırır giderim diye. Netekim az oynamadım morrowind’i. Aslında, kim bilir ne modlar yazmışlardır şimdiye. Oyun eskidi neredeyse ben halen başlayamadım. Dur bakalım, hayırlısı

O da değil de Gömlük, uyuyunca zaman bu kadar çabuk geçmese güzel olmaz mıydı? Kapatıyorum gözümü, bir açıyorum sabah olmuş, bir şey anlamıyorum valla. Yataktan küfrederek çıktığım gün sayısı da az değildir zaten. Bak şimdi, yatacağım yine, başta ne güzel, oh ne rahat, sonra uyuyacağım ve ne olduğunu anlamadan sabah olacak. Telefon ötmeye başlayacak cazır cazır, kızacağım ben de: “Bir gün de öperek uyandır be!!”

O da değil de Gömlük, kitaplarım geldi lakin paketlerini açamadım daha. Yani bir açtık işte elime ilk geçtiğinde, sonra paketledim yine, eve getirdim, bıraktım kanepenin kenarına, orada duruyorlar halen. Eskiden böyle değildim ben be Gömlük, alır almaz çıkarır, güzelce tarihi yazar, imzamı atar koyardım kütüphaneme. Ah işte, hey gidi gençlik günleri…

Demiştim ya önceden, kitap sipariş etmiştim de gelmedi falan diye, meğer yanlış yere götürmüşler kitapları, çalıştığım işyerinin başka bir şubesine diyeceğim de kebapçıda çalışıyormuşum gibi olacak. Huzurlarınızda bir kargoyu başka bir ilçedeki bambaşka bir adrese teslim etmeyi başaran Aras Kargo’yu tebrik ediyorum. Cevap da yazmadılar e-postama, ben de www.kitapyurdu.com‘a şikayet ettim kendilerini. Bir şey olacağında falan değil de, içimde kalmasın dedim. Zati, ol sebeptendir buraya da böyle yazmam.

Müsaadenle Gömlük, kaçacağım ben inceden. Ne demiş şair? “İnce giyerim ince, açılmaz şemsiye döte girince” Ahhaha, komik değil hiç, açıldı çünki. Bu sınavlar çok pis patlayacakmış gibi geliyor nedense de dur bakalım…