Muayyen günümdeyim yine

Aslında bir kontrol edesim var ama böyle bunalım içinde yazdığım yazıların her birinin arasında tam bir aylık süre çıkacak diye korkuyorum. Aslında iyi de olurdu belki, kendimi önceden hazırlayabilirdim en azından durum öyle olsaydı…

Bazen, canım sıkılıveriyor birden. “Yemişim ne var ne yoksa” deyip hep biraz daha uyumak geliyor içimden. Öyle yaptım Pazar günü, uyudum uzun, uyandığımda da her an geri yatabilecek durumdaydım geri yattığım ana kadar. Oyun oynadım bir şey yemeden içmeden. Akşama doğru açlık galip geldi, patates kavurdum. 4 kişi yeyip doyabilirdi, ben tek başıma yedim, doydum. Şiştim hatta, zaten zar zor bitirdim. Çekyatta oturarak yemiştim, yerimden kalkmadan uzandım çekyata, televizyon izledim. Güç bela kalktım, bir çay koydum, film izlemeye başladım. İkinci bardağı içerken midemde bir hareketlilik başladı, koştum banyoya, kustum, bu kadar kustuğumu hatırlamıyorum hiç. Zaten ömrüm boyunca da 3 ya da 4 kere kustum herhalde, o kadar hatırlıyorum. Kusma kısmı sıkıntılıydı ama sonrası iyi oldu, rahatlayıverdim. Şölenlerde kusmuk havuzları hazırlayan Romalılardan bahsedildiğini duymuştum bir ara. Artık yiyemeyecek seviyeye gelen insanlar kusup midelerinde yer açıp yemeye devam edebiliyorlar imiş. Mantıklıymış, onu gördüm.

Dün de bir çay koyup film izleyeyim, dedim lâkin izlemedim, Oyun oynadım yine. Epey bir süre oynadım, Telefon çaldı bir gün boyu kaç kere, bakmadım. Kapı da çalmış olabilir, duymadım. Yemek yedim saat 10’a doğru, yattım sonra.

Annem cuma günü gitti, bulaşık birikti bile lavaboda. Giderken yapıp bıraktığı çorba da bitti. Bugün okula gideceğim, akşam yemeğini orada yerim ama yarın falan nasıl olacak bakalım. Bahaneyle rejime başlasam mı yeniden, akşamları meyve falan yiyerek hani. Güzel olur aslında, ne yemek yapmayla uğraşırım ne de bulaşıkla. O da şeyde kopuyor, nargile içeceğim zaman öncesinde ağır bir şeyler yemiş olmak istiyorum nedense, şöyle yağlı yağlı. Hmm, tersine bir istek mi oldu bu, nargile içeceğim diye yağlı yemek yani, yağlı yedim diye mi nargile içmek istenirdi acep.

Hazırladığım nargilelerin tadı bozuldu yine. Yanlış bir şey yapmıyor gibiyim ama yanlış bir şeyler var. Ağzımın tadı bozulmuştur belki de. Yeni aldığım kömürden de şüpheleniyorum. Zaten ev de pis pis kokuyor kömürü hazırlarken, önceki kömür güzeldi, kokusuzdu. Bu yeni kömürü hazırlarken zehirlenmesem bari bir gün, annem de yok evde.

Zehirlensem mi yoksa, sürpriz bir son…

Bugün bir mağazanın bir çekilişi vardı, onun sonuçları açıklanacakmış. Dur bakalım, araba çıkar belki. Ben de satıp borçları kapatırım…

Acep annem gitti diye mi canım sıkkın. Annemi özlediğimden falan değil de evin temizliği, yemekler falan bana kaldı diye mi acep. Ah be, annem böyle arada gelip gitmese çok daha iyi olacak düzenim ama bir geliyor, kalıyor bir kaç hafta, darmadağın oluyorum içten içe. Burada olduğu sürece ekmek elden su gölden yaşamaya alışıyorum, gittiği zaman da sudan çıkmış balığa dönüyorum. Hmmm, Sudan’a mı gitsem acep, harita üzerinde bulabilir miyim arasam…

Bir poğaça daha mı alsam, doymadım bir tane ile. 4 saat sonra öğle yemeği var aslında, sonra da okula gideceğim zaten. Ah be Gömlük, okulu özledim be. Gerçi, ne bileyim, işten çıkıp gitmesi de ayrı güzel. Kaytarmayı seviyorum lan, var mı…

Rüyamda karoke gibi bir şey yapılıyordu, şarkıyı söylüyordun, kaydediyorlardı bir CD’ye. Sonra ne oluyordu o CD’ye bilmem ama ben de sıraya giriyordum. Sıra bana geldiğinde arkada birisi benim söyleyeceğim şarkıyı seçiyordu, bir ara Gönül’ü duyuyordum. Bir kadın söylüyordu, Leman Sam belki fakat sözler farklıydı, utanıyordum, yanlış biliyormuşum demek ki sözlerini, şimdiye kadar hep yanlış söyledim demek ki diye. Uyandım, gördüm ki gönül işte, yanlışsız olmuyor…

Kahve içiyorum Gömlük, ister misin? Çikolata alsaymısım keşke, aslında üşenmeyip kantine gitsem mi? Aman, yağmur yağıyor, kantine gitmek için de dışarıda yürümek lazım. Normalde severim soğuğu da yağmuru da ama bugün değil,

Koluma kahve döktüm Gömlük, ister misin?