Boğuluyorum Gömlük

Açlıktan mıdır, açıklıktan mı bilemiyorum. Bakıyorum, ikisinin de boğucu bir etkisi olmaması lazım ama boğuyor işte bir şeyler…

Maymun geldi,kucağıma yatmaya çalışıyor yine fakat pek beceriksiz bu konuda. Genelde ilk bir kaç denemesinde kafası aşağıda, götü havada kalıyor. Kalkıyor sonra, dönüyor biraz, bir daha deniyor, tutturursa artık. Gölge öyle değil, şöyle bir bakıyor kucağıma, LAP diye yerleşiyor sonra da. Hmm, kucak-lap, hmm…

İşte böyle Gömlük, konuları da dağıtıyorum bazen, çünkü dağıtmadığım konular beni dağıtıyor. Maymun, buharla çalışan bir makineymiş gibi mırıldıyor. Tuhaf, kedilerin nasıl mırıldadığı henüz bulunamamış. Bir kaç teori varmış ama kesin değilmiş herhalde hiç birisi.

Kovuluyorum Gömlük, kendimden kovuluyorum bazen. "Beni benden çıkarsan sıfır kalmaz" lafı anlam kazanacak gibi oluyor, kazanıyor belki ama kazansa da farkedemiyorum. Maymun halen mırıldıyor, oysa benim kalkmam lazım, bozulacak keyfi.

Ayağımda bot var şu an, evde botla geziyorum, iki hafta sonra giyeceğim de ayağım alışsın diye. İnsan hiç “iki hafta sonra bot giyeceğim” diye plan yapar mı? Yapıyor bazen, yaptırılıyor, hayat böyle işte, tuhaf…

Yorgunum, uykum var, uykum olduğu kadar da işim var. Maymun halen mırıldıyor, dünyanın bir yerinde ise bir grup bilim adamı kedilerin nasıl mırıldadığını araştırıyor.

Boğuluyorum Gömlük, yorgunluktan mı boğuluyorumdur sence, yoksa boğulduğum için mi yorgun hissediyorum kendimi?